Korunmasız ilişkiye rağmen gebe kalamamak olarak tanımlanan infertilite (kısırlık) hem tıbbi hem sosyal bir problemdir. Kadın ya da erkeğe ait sorunlardan kaynaklanan infertilitenin teşhisi günümüz teknolojisiyle çoğu zaman mümkün olmaktadır. Liv Hospital tüp bebek ünitesi bu sorunun çözüm sürecinde hasta odaklı yaklaşımla çiftlerin endişesini anlayarak onları gerekli tedavi yöntemine yönlendirmektedir. Hastanemizin Teknolojik alt yapısının üst düzeyde olması tüp bebek laboratuvarında çalışan deneyimli doktorların işini kolaylaştırırken infertil çiftlerin gebelik başarılarını arttırmaktadır. Liv Hospital Tüp Bebek ünitesi yüksek donanımlı embriyoloji ve genetik laboratuvarı ve deneyimli hekim kadrosuyla infertil çiftlere bilimsel gelişmelerin ışığıyla en üst düzeyde hizmet sunmayı amaçlamaktadır.
Aşağıdaki videoda tüp bebek aşamaları hakkında bilgi vermeye çalıştım.
Ön Görüşme Aşaması
Tüp Bebek tedavisinin ilk aşaması ön görüşme ile başlar. İnfertil çift ilk görüşme için geldiğinde hem kadına hem erkeğe ait öykü dinlenerek kaydedilir. Daha önce yapılmış olan testler, çekilmiş rahim filmi, ameliyat epikrizleri değerlendirilir. Bunların ışığı altında yapılan jinekolojik ve ürolojik muayeneler sonucunda çifte uygulanacak tedavi protokolüne karar verilir. Kadının muayenesi sonrası tedavi öncesi yapılması gereken bir operasyon ihtiyacı olup olmadığı değerlendirilir. Bazen rahmin doğumsal anatomik sorunları ya da miyom, polip, sinesi (yapışıklık) nedeniyle Histeroskopi denen yöntemle operasyona ihtiyaç duyulur. Bazen de tüplerdeki enfeksiyon ve sıvı toplanması (Hidrosalpneks) ya da rahim dışına büyüyen miyomlar nedeniyle Laparoskopi operasyonu yapmak gerekir.
Uygulanacak protokole karar verilmesinde kadın yaşı, yumurta rezervi, geçirdiği operasyonlar, endometriozisin varlığı, hormon seviyeleri ve daha önceki tedavi protokolleri etkili olacaktır.
Yumurta Geliştirme Dönemi (Ovülasyon İndüksiyonu)
Tüp bebek tedavisine adet döneminin ikinci veya üçüncü gününde başlanır. Bu dönemde kliniğimize gelen hastaya jinekolojik muayene yapılarak yumurta rezervi tekrar değerlendirilir. Yumurtalık içinde fonksiyonel bir kistin varlığı veya rahim içinde yer kaplayan bir kitle olup olmadığı kontrol edilir. Olumsuz bir durum yoksa tedaviye başlamaya karar verilir. Yumurta geliştirmek için Folkül Geliştirici Hormon (FSH) denen ilaçlar iğne şeklinde uygulanmaya başlanır. Verilecek ilacın dozu Kadının vücut kitle indeksi (BMI), yumurta rezervi, yaşı ve varsa önceki tedavilerinde uygulanan dozlar aracılığıyla hesaplanır. Yapılacak iğneler insülin enjektörü denen küçük iğnelerdir ve nasıl yapacağı tüp bebek hemşiresi tarafından öğretilir. Genellikle göbek çevresinden veya koldan uygulanırlar.
İğnelerini yapmaya başlayan hasta 3-4 gün sonra kontrole çağrılarak yumurta gelişimi değerlendirilir. Uygulan olan ilaçlar uygulanarak hasta 5-8 günlük süre içinde birkaç kez daha takip edilir. Yumurtalardan en az üç tanesi 17 mm’ye ulaştığında iğne tedavisinin sonuna gelinir. Yumurtaların olgunlaşması için son olarak verilen iğne (çatlatma iğnesi) belirli bir saatte uygulanır. Bu saat çok önemlidir çünkü yumurta toplama işlemi bu iğne uygulandıktan 35-36 saat sonra yapılır. İğne yanlış saatte uygulanırsa yumurtalar çatlayabilir ya da olgunlaşmadan toplanabilir. Bu nedenle iğnenin size söylenen saatte yapılması tedavi için hayati önem taşır.
Yumurta geliştirme dönemi bu son iğneyle bitmiş olur. Genellikle adet başından itibaren 10-12 gün içerisinde tamamlanan bu dönem kaliteli yumurta edilmesi için önemli bir periyottur. Bu dönemde doktorunuzun bilgisi olmadan ilaç kullanmayın, röntgen filmi çektirmeyin. Alkol ve sigaradan uzak durun. Stres tedaviyi fizyolojik ve psikolojik olarak zorlaştırabilir. Sizi stres edecek faktörlerden uzak durun. Eğer bununla baş etmekte zorlanıyorsanız klinik psikoloğunuzdan yardım alınız.
Yumurta Toplama İşlemi
Tüp bebek aşamalarının 3. ayağı yumurtaların toplanmasıdır. Olgunlaşma iğnesiyle olgunlaştırılan yumurtaların toplanma işlemine “Oosit Pick Up” kısaca OPU denir. Bu işlem genel anestezi altında yapılır ve yaklaşık 15 dakika sürer. Hasta işlemden sonra iki saat hastanede dinlendirildikten sonra evine gönderilir.
İşlem transvajinal ultrason eşliğinde yapılır. Vajinal ultrason probuna takılan uzun bir iğne yardımıyla yumurtalıklara ulaşılır. Tüm yumurtalara tek tek girilerek içindeki sıvı dışarıya alınır. Toplanan yumurta sıvısı hemen embriyolog tarafından mikroskopla incelenir ve yumurta hücresi bu sıvı içinden ayıklanır. Toplanan yumurtalar inkübatör denen özel dolapların içine alınarak belli bir süre bekletilir. Kadına OPU işlemi yapılırken erkekten mastürbasyon yöntemiyle sperm örneği alınır. Eğer erkek azospermikse yani hiç spermi yoksa MIKRO TESE denen operasyonla sperm aranır. Sperm bulunursa kadına yumurta toplama işlemi gerçekleştirilir. Mİkro TESE operasyonunda sperm bulunamazsa yumurta toplama işlemi yapmak anlamsız hale gelecektir.
Mikroenjeksiyon (ICSI) İşlemi
Bu işlem saç kılı kadar ince bir iğne kullanılarak özel bir mikroskop altında yumurta içine spemin yerleştirilmesidir. OPU işlemiyle toplanan yumurtalar eğer M2 denen olgunlaşma düzeyindeyseler mikroenjeksiyon sonrası embriyoya dönüşürler. Yani döllenmiş yumurtanın adı embriyodur. Kullanılan mikroskop sperm seçimini kolaylaştırmak ve daha kaliteli spermin seçilebilmesi için fakrlı konfigürasyonda olabilir. IMSI denen yöntemle daha fazla yakınlaştırılarak seçilen spermin kalitesi daha iyi anlaşılabilir.
Mikroenjeksiyon işleminde kullanılan yumurtalar kaliteli ve olgunsa ortalama %80 oranında döllenme gerçekleşir. Döllenmenin olup olmadığını anlamak için mikroenjeksiyon işleminden 17 saat sonra kontrol yapılır. Bu kontrolde 2PN denen yapının görülmesi döllenmeyi işaret eder. Döllenen embriyolar inkübatör denen karbondiyoksit, oksijen, azot, ısı ve nem gibi birçok değişkenin sürekli kontrol edildiği özel bir sistemin içinde takibe alınırlar. Embriyo gelişiminde bölünme sonrası hücre sayısı ve hücrelerin birbirine eşitliği değerlendirilir. Embriyonun şekil olarak küreye benzeyen temiz ve içinde partiküllerin olmadığı hali en kaliteli embriyoyu işaret eder. Elde edilen embriyo sayısına göre embriyo gelişiminin ikinci gününden beşinci güne kadar olan dönemde transfer gününe karar verilir.
Embriyo Transferi
Tedavi yoluyla laboratuvarda oluşturulan embriyoların doğal ortamlarına yani rahim içine koyulması işlemine “embriyo transferi” denir. Gelişen embriyo sayısı eğer az ise genellikle üçüncü gün transferi yapılırken, var olan embriyo sayısı eğer yeterliyse beşinci güne ulaşan embriyoları tespit edebilmek için beşinci gün transferi tercih edilir. Beşinci gündeki embriyolar blastokist olarak adlandırılırlar ve gebelik potansiyelleri daha yüksektir. İşlem karından yapılan ultrasonografi eşliğinde gerçekleşir. Rahimin ultrason ekranında görünebilmesi ve düz bir hat çizecek şekilde izlenebilmesi için mesane yani idrar torbası dolu olmalıdır. Bunun için işlem öncesinde hastaya su içirilerek idrar sıkışması sağlanır.
Jinekolojik muayene masasına alınan anne adayının rahim ağzının görülebilmesi için vajinaya bir spekulum yerleştirilir. Daha sonra rahim ağzından bir kateter yardımıyla embriyolar rahim içine verilerek işlem sonlanır. Embriyo transferi işlemi genellikle ağrısız bir işlem olarak kabul edilir. Hastaların çok büyük bir bölümü de işlemi ağrısız olarak ifade ederler. Ancak idrara sıkışması hissi rahatsız edici ancak anestezi altında gerçekleşir.
Luteal Faz (Gebeliğe Destek Olucu Tedavi Dönemi)
Bu dönemde transfer edilen embriyoların tutunması amacıyla ilaçlar verilir. Bu ilaçların en önemlisi progesteron hormonu içerenlerdir. Genellikle progesteron hormonu vajinal jel olarak uygulanır. Progesteron dışında östrojen hormonu, aspirin türevi ilaçlar ve bazı özel durumlarda kan sulandırıcı iğneler kullanılabilir. Bu süreç 12 gün sürer. Süreç sonunda kanda gebelik tahlili yapılarak sonuç belli olur.
Comentarios