İlk tüp bebek 1978 senesinde dünyaya gelmiştir. O zamandan itibaren tüp bebek tedavileri baş döndürücü bir hızla gelişmektedir. Her geçen gün ilerletilen yöntemler ve geliştirilen tekniklerle tüp bebek tedavileri büyük bir başarı oranı yakalamıştır. Gebelik oranları gittikçe arttırılmıştır. Ancak buna bağlı olarak da yaşam koşulları ve çeşitli faktörlerle kısırlık oranları da artmaya başlamıştır.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) ortaya koyduğu bildiri, 100 sene önce sperm sayısı mililitrede 100-120 milyon idi. Ancak günümüzde sperm sayıları 15 milyona kadar inmiştir.
Her yüz çiftten 15’i kısırlık problemi ile karşı karşıya
Kısırlık sorununda çevre faktörlerin büyük önemi vardır. Bu faktörler arasında hava, su ve çevre kirliliği gibi dış etkenler oldukça büyük rol oynar. Bunun dışında besinlerin ve maruz kalınan zararlı maddelerin de kısırlığa yol açtığı bilinmektedir.
Bunun dışında obezite de çağımızın hastalığı olarak tanımlanmakta. Obezite, kısırlığa sebep olan bir diğer sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sebeple de kısırlık oranları artış göstermektedir. Kişinin vücudundaki 10 kilo fazlalık dahi, gebelik şansını düşürmektedir.
Bunun dışında sigara gibi zararlı alışkanlıklar gebeliğin oluşması önündeki bir diğer engeldir. Sigara yumurtalık rezervlerini azaltır. Erkeklerde ise spermin sayısını ve kalitesini düşürmektedir. Bunların ötesinde cinsel yolla bulaşan hastalıkların kadınlarının tüplerinin tıkanmasına sebep olmaktadır. Bu sebeple de kısırlık sorunu yaşanmaktadır.
Kısırlık sorunu %15 görülme oranına sahiptir. Sağlık bakanlığı bilgilerine göre ülkemizde neredeyse 2 milyon çift, kısırlık sorunu ile karşı karşıya. Gebe kalamama, kısırlık; bir sene boyunca düzenli ve korunmasız cinsel ilişkide bulunulmasına rağmen gebe kalamama olarak tanımlanmaktadır.
Yaklaşık olarak her beş çiftten biri gebe kalmakta zorlanır ya da gebe kalamaz. Bu çiftlerin büyük bir bölümünde kısırlık sebebi tespit edilebilirken, yüzde 10’luk bir bölümünde kısırlığın sebebi açıklanamaz. Bu çiftlere ‘’açıklanamayan kısırlık’’ teşhisi konulur.
Üreme organlarında herhangi bir problemi olmayan anne ve baba adayının her ay gebe kalma şansı %20-25 olmaktadır. Bir yılın sonunda ise bu oran %90’a yaklaşmaktadır.
Kısırlığın sebepleri nelerdir?
Kısırlık sorunun sebepleri kimi zaman oldukça kolay bir şekilde tespit edilebilir. Ancak bazı çiftlerde sorunu bulabilmek oldukça zordur.
Bebek sahibi olmakta güçlük çeken ailelerin %45’inda sorun erkek kaynaklı olurken, %45’inde kadın kaynaklıdır. Geriye kalan yüzde 10’luk oranda ise ise kısırlık sebebi açıklanamaz.
Günümüz koşullarında çiftlerin evlenme yaşlarını geciktirmeleri, çocuk sahibi olma yaşının ileri zamanlara ertelenmesi gibi sebeplerle kadınlar doğurganlıklarını fark etmeden kaybedebilmektedir. Kadınların doğurganlık yaşı 24-35 olarak kabul edilir. 35 yaşından sonra ise bu oran hızla düşer, kadın doğurganlığını kaybetmeye başlar.
Biyolojik saatin ilerlemesiyle gebelik şansı git gide azalır. Yaşın ilerlemesi ile doğru orantılı olarak yumurta sayısı azalır. Gebelik sağlansa dahi düşük ile sonuçlanabilir. Bunun sebebi de yumurtaların kalitesinin de azalmasıdır. 20 yaşındaki bir kadın ile 25 yaşındaki bir kadının gebeliği arasında büyük farklar yoktur. Ancak 25 yaşındaki bir kadın ile 35 yaşındaki bir kadının gebelikleri oldukça farklıdır.
Kadın kısırlığı sebepleri arasında:
Fallop tüplerinin tıkalı olması,
Rahimdeki doğumsal anormallikler,
Miyom, polip gibi yapılar,
Rahim içi yapışıklıklar,
Geçirilmiş cerrahi girişimler sayılabilir.
Erkek kaynaklı kısırlık sebepleri arasında ise en yaygınları:
Sperm sayısının yetersiz olması,
Sperm hareketliliğinde eksiklik,
Sperm kalitesinin kötü olması,
Sperm şekil ve morfolojik sorunları sayılabilir.
Cinsel ilişki sıklığı: Bebek sahibi olmak isteyen çiftler düzenli olarak, korunmadan cinsel ilişkiye girmelidir. Cinsel ilişki için uygun bir sayı yoktur. Ancak haftada en az 3 defa cinsel ilişki önerilir.
Zamanlama: Cinsel ilişkinin düzenli olmasının yanı sıra, zamanlaması da oldukça önem teşkil eder. Özellikle yumurtlama günlerinde gebelik şansı daha fazladır.
Bunların dışında stres gibi dış faktörler de gebelik şansını olumsuz bir şekilde etkiler. Stres doğrudan hormonları etkiler. Bu da gebelik şansında bir etkiye neden olur.
Tüp bebek tedavilerinde başarı oranı nedir?
Sağlıklı bir ve herhangi bir problemi olmayan bir anne ve baba adayının bir ayda hamilelik sağlama şansı % 20-25 olmaktadır. Bu oran tüp bebek tedavileri ile %60’a kadar yükseltilebilmektedir.
Fakat bu yüksek başarı oranlarına rağmen, hiçbir yardımcı üreme yöntemi yüzde yüz başarı garantisi veremez.
Tüp bebek tedavilerinde başarıyı hangi faktörler etkiler?
Tüp bebek tedavilerinde başarıyı etkileyen birçok faktör vardır. Bu faktörler:
Kadının yaşı,
Kısırlığa sebep olan faktör ya da faktörler,
Tüp bebek merkezinin imkanları,
Tüp bebek merkezinin başarı oranları ve laboratuvar koşulları,
Embriyo transfer,
Doktorun ve ekibinin tecrübesi, donanımı olarak sayılabilir.
Kısırlık durumunda tek çözüm tüp bebek mi?
Bir sene süresince, doğal yöntemlerle gebe kalınamıyor ise, bir sene boyunca düzenli ve korunmadan cinsel ilişkide bulunulmuş ise bir sorun var demektir. Çiftler zaman kaybetmeden bir doktora görünmelidir. Şayet kadının yaşı ilerlerse tüp bebek tedavisinde gebelik şansı da azalmaktadır. Çocuk sahibi olamayan her çifte tüp bebek tedavisi uygulanmaz. İlk olarak çift muayene edilir, araştırılır. Sorun tespit edildikten sonra hangi yöntemlerin çift için uygun olacağına karar verilir. Şayet tüp bebek tedavisinden önce daha kolay ve basit yöntemlerle gebe kalma şansı varsa, bunlar denenir. Bu yöntemlere örnek olarak ‘’aşılama’’ verilebilir. Aşılama tedavisi ile gebelik sağlanamayan çiftlerde ise tüp bebek tedavisine başlanır. Aşılama yöntemi, tüp bebek tedavisinden daha kolay ve daha ekonomik bir yöntem olduğu için bu tedaviden sonra tüp bebeğe geçilir. Ancak burada önemli olan çiftin sorunun ne olduğudur. Şayet kadının yaşı ilerlemiş ise ya da kısırlık sorunu tüp bebek haricinde çözülemiyor ise zaman kaybedilmeden tüp bebek tedavisine başlanır.
Örneğin, anne adayının tüpleri tıkalı durumda ise, aşılama yöntemini denemek oldukça gereksizdir. Şayet erkek adayda sperm tespit edilemiyor ise, kadında yumurtalık rezervleri iyi durumda değil ise tüp bebek tedavi yöntemlerine başvurulur.
Comentarios