top of page

Emzirmek Gebelikten Korur mu?


Overlerin normal fonksiyonlarına dönmesi, lohusanın emzirip emzirmemesine göre çok değişkenlik gösterir.


Emziren annelerin amenore (adet görememe) ve anovulasyon (yumurtlayamama) süreci emzirmeyenlere göre daha uzundur.


Emzirmeyen annelerde ovulasyon (yumurtlama) doğumdan 27 gün sonra gibi erken dönemde olmaktadır. Çoğu kadında adet döngüsü doğumdan sonra ortalama 12 hafta gibi başlamakta olup ortlama ilk adet görme zamanı ise 7-9 hafta gibidir.


Emziren annelerde ise adetlerin geri dönmesi, bebeğin hangi sıklıkta ve miktarda emzirildiği, ek mama kullanılıp kullanılmadığı gibi bir çok faktöre bağlı olarak oldukça değişkenlik gösterir.


Emziren annelerde yumurtalıkların normal fonksiyonlarına dönmesi, memelerden süt salgılanmasını sağlayan prolaktin hormon seviyesinin yüksekliğinden kaynaklanır. Emziren her 4 annenin 3’ünde normal adet döngüsü doğumdan 36 hafta sonra gibi geri gelir.


Gebeliğin son aylarından itibaren, prolaktin hormonunun kandaki seviyesinde artış olur ve bununla beraber meme dokusunda süt üretimi başlar. Prolaktin hormonu, kafatası içinde beynin hemen altında bulunan hipofiz adlı bezden salgılanır. Doğumun gerçekleşmesi ile beraber gerek dokusal uyarılar, gerekse bebeğin meme başını emme hareketleri okstosin denilen hormonun kana salgılanmasını sağlayarak süt kanallarında biriken sütün dışarı çıkmasını sağlar. Bebeğin düzenli olarak emzirilmesi, bu sürecin devamını sağlamakla beraber süt üretimi için gerekli olan prolaktin hormonunun kandaki seviyesini yükseltmektedir. Bu prolaktin hormonunun kandaki yüksekliği, yeni bir gebeliğe yol açabilecek yumurtlama faaliyetine son verir. Cinsel istek azalır, vagen (hazne) kuruluğu gelişir. Bütün bu gelişmenin ana amacı, büyüyen yeni nesli korumaktır. Bu nedenle emzirmek gebelikten korur denebilir. Emzirmenin gebelikten korunmada %99 oranında başarılı olabilir. Bu başarı oranını yakalamak için bazı şartların yerine getirilmesi gerekir. Anne bebeği beslemek için ek gıda ve su kullanmamalı, emzirme aralıkları gündüz 4, gece ise 6 saatten fazla olmamalı, lohusalık kanamalarının bitmesinin ardından aybaşı kanamaları başlamamış olmalıdır.


İlk 6 aydan sonra başarı oranı belirgin olarak düşer. Başarı oranını, ilerleyen zamanlarda da yüksek tutabilmek için bazı kriterler belirlenmiştir. Bunlar karşılandığında ilk 6 aydan sonra, ilk adet görülünceye kadar olan başarı oranı %94 olarak bildirilmiştir. Ortalama olarak adet görmeye başlama 14 ay olarak bildirilmiştir. Bu kriterlerin karşılandığı doğum kontrol yöntemi de “Ekolojik emzirme” yöntemi olarak adlandırılmıştır. Belirlenen kriterler ise şunlardır;


  • Doğumdan sonraki ilk 56 gün hariç vaginal kanama olmamalıdır.

  • Emzirme ilk 6 ay için bebeğin tek beslenme kaynağı olmalıdır.

  • Pompa kullanılmamalı, su dahi verilmemelidir.

  • Emzik kullanılmamalıdır.

  • Bebeği sakinleştirmek için emzirme tercih edilmelidir.

  • Emzirme mümkün olduğunca sık ve uzun olmalıdır. Programlı aralıklarla emzirme yöntemi uygulanmamalıdır. Bebek her istediğinde meme verilmelidir.

  • Bebek gece anne ile beraber uyumalıdır. Fakat yapılan araştırmalarda “ani bebek ölümü sendromunun” aynı yatakta uyuma ile artış gösterdiği bildirildiği için ya gerekli olan önlemler alınmalı veya yatağın yanında ayrı bir bebek yatağında yatırılmalıdır.

  • Annenin gündüz de bebek ile beraber aralıklarla uyuması sağlanmalıdır. Anne ile bebeğin dokunsal beraberliğinin prolaktin hormon miktarını arttırdığı gösterilmiştir.

  • Bebek bakımı ile anne primer olarak ilgilenmelidir. Bir bakıcının uzun süreler bebek ile ilgilenmesi, annenin bebekten uzaklaşmasına yol açabilir.


Bütün bunların karşılanmasına rağmen en azından %6 başarısızlık oranı olduğu unutulmamalıdır. Bireysel duyarlılığın farklı olması, işe başlama, meme başı çatlakları, bebeğin hastalıkları gibi süt verme sıklığınının düştüğü durumlarda, emzirmenin gebelikten koruyucu etkisi ortadan kalkabilir. Bu nedenle farklı gebelikten korunma yöntemlerine ihtiyaç duyabilirsiniz.


Comments


bottom of page