Anne adayı, gebe kaldığı andan itibaren hem psikolojik, hem hormonal hem de fizyolojik olarak birçok değişikliğe maruz kalır. Göğüslerde, cildinde, kan dolaşımında, organlarının işleyişinde, hormon seviyelerinde, vücudun tüm sistemlerinde büyük artışlar ve azalmalar yaşanırken aynı zamanda bebeğin hacminden, vücudun tuttuğu sudan ve aşırı yağlanmadan dolayı ciddi boyutlara ulaşabilen kilolar da almaktadır. Bu değişimlerin hepsi her ne kadar sistemli şekilde oluşsa da, yıllarca çok farklı sistemle yaşamını sürdüren anne adayı zaman zaman bu değişmelerin etkisiyle psikolojik sorunlar da yaşayabilmektedir. Bu durumda ise alınacak psikolojik destek, anneye yardımcı olabilecek iken, diğer taraftan vücudunda oluşan sistemsel değişiklikler ise şu şekilde sıralanabilir;
Gebeliğin ilk anından itibaren vücudun su tutma işlevi artar ve biriken su şişliklere sebep olur.
Kan içerisinde dolaşan serbest yağ hücrelerinin sayısı ve kolesterol değeri artar, böylece yağlanma da artmaya başlar.
İhtiyaç duyulan demir sayısı düşer ve daha fazlasına ihtiyaç duyulur. Bu gereksinim besinlerle giderilecek kadar basit değildir ve takviye ilaçlar gerektirir.
Dakikada on kereye kadar kalp atış hızı artar, bu artış daha fazla kan pompalanmasına sebep olur ve bireyin vücudunda normal şartlardaki kan miktarı yaklaşık iki katına kadar çıkabilir.
Kan değerlerinde protein ve beyaz küre artışı görülür.
Bağışıklık sistemi normalden daha baskılanmış durumdadır
Diaframın yükseldiği ve göğüs kafesinin normalden daha fazla genişlediği görülürken, aynı zamanda kandaki pıhtılaşma eğilimi oranında da artış görülür.
İdrarla şeker atım miktarı düşer ve pelvikten oluşan baskı ile idrar yollarında genişleme yaşanabilir.
Yine pelvikten oluşan baskı ile çok sık idrara çıkma ihtiyacı hissedilebilir.
Dişlerde kanama ya da dökülme gibi sorunlar gözlenebilirken, midede de mide özsuyunun yükselmesi ile yanmalar ve kusmalar meydana gelebilir.
Basur ihtimali, safra taşı oluşma ihtimali ve omurga eğilimi artarken, diğer taraftan pelvis kemiği denilen leğen kemiğindeki eklemlerde ufak çaplı gevşemeler ve genişlemeler gözlemlenir.
Aynı zamanda ciltte de lekelenmeler, avuç içinde kızarmalar, karın bölgesinde renk koyulaşması ve göğüs uçlarında büyüme, koyulaşma görülürken, gebeliğin iki ay sonrasından itibaren göğüslerde büyüme ve vücudun birçok bölgesinde çatlaklar belirir.
Gebelik Süresince Temizlik Konusunda Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?
Gebelik boyunca anne adayı vücut olarak birçok değişime uğrarken diğer taraftan bağışıklık sisteminin zayıflaması üzerine bazı rahatsızlıklar geçirmesi olasıdır. Bu hastalıklar daha çok bebeğe zarar vermemesi açısından, genital bölgenin temizliğine dikkat edilerek önlenebilir. Aynı zamanda günlük temizlik ve bakım da birçok hastalığı önlemek adına dikkat edilmesi gereken noktalardır. Özellikle genital bölgenin temizliğinde son derece bilinçli ve hassas davranılmalı, aksi takdirde vajina içerisinden bebeğin mikrop kapması mümkün olabilir. Bu sorunu önlemek adına öncelikle ilk olarak temizliğin vajinayı sürekli yıkamak olmadığını bilmelisiniz. Vajinayı sürekli yıkamak yararlı olan bakterilerin de gitmesine, bu sebeple bakterilerle savaşan yararla bakterilerin varlığını önlemiş olursunuz. Sonrasında ise dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta, genital bölge temizleyicilerinin sadece vajinanın dışı için yapıldığı ve içerisiyle temas ettirilmemesi gerekliliğidir. Bununla birlikte vajinadaki bakterilerin nemli ortamlarda ve sıcak ortamlarda daha fazla ürediğinin bilinmesi ile birlikte, vajinayı kuru tutmak ve pamuklu, hava alan iç çamaşırları giymek önemli bir rol oynar. Aynı zamanda idrarınızın geldiği anda tuvalete gitmek ve tutmamaya çalışmak da bakterilerin vücuttan atılması için en hızlı yoldur ve temizliği de önden arkaya yapmaya özen göstermelisiniz.
Gebelikte Doğru Beslenme Yöntemleri Nelerdir?
Anne adayının gebeliğin ilk üç ayı boyunca vücudundaki birçok değişiklikle beraber hormonal artışlar da yaşamakta, buna bağlı olarak da mide bulantısı, halsizlik, baş dönmesi gibi bazı durumlar söz konusu olabilmektedir. İlk üç ay içindeki bir başka gerçek ise, bebeğin anne beslenmesinden etkilenmediğidir. Yani demek oluyor ki, anne bu zorlu süreçte kendisini daha iyi hissettirecek olan ve ona iyi gelen besinleri dilediğince tüketebilir ancak sırf faydalı olacağını düşündüğünden herhangi bir şeyi tüketmek için zorlanmamalıdır. Ancak tam da bu ilk 3 ayın aksine diğer aylarda çok ciddi derecede bilinçli tüketim yapılmalıdır. Hormonların düzene girmesi ile rahatlayan anne adayı, gerekli miktarda balık, yumurta, vitamin, kalsiyum ve mineraller almaya dikkat etmeli ayrıca kesinlikle ve kesinlikle alkol ve sigaradan uzak durmalıdır.
Gebelik Süresince Babanın Rolü Önemli midir?
Gebelik süresi, anne adayı için son derece fiziksel ve sistemsel değişikliklere sebep olarak beraberinde psikolojik duygu yoğunlukları ve ani duygu değişimleri saptanabilir. Bu dönemde anne kendi içine kapanabilir, aşırı sinirli olabilir, aşırı duygusal ya da aşırı korkak olabilir ancak bu dönem boyunca onu güçlü şekilde ayakta tutması gereken ve bu dönemin geçici olduğunu önce kendisinin anlayıp sonrasında eşine inandırması gereken kişi babadır. Babanın bu süreç içerisinde anne adayının kendisini iyi hissetmesi için her açıdan anlayışlı ve eşine destek olması gerekir. Çünkü anne her ne kadar onun söylediklerini kabul etmese de, psikolojik olarak kendisini daha rahat hissedecek ve mutlu olacaktır. Bu yüzden annenin de babanın da hamilelik boyunca daha önce hiç görmediği birçok durum yaşanmakta ancak baba adayının bu durumların sürekli geçici olduğunu, hamileliğin eşine çok yakıştığını, bebekleri ile yaşayacakları güzel günleri ve onun hep yanında olduğunu hatırlatması çok önemlidir. Baba adayının anne adayı ile birlikte doktora gitmesi, her anda yanında olması, hiç yoktan elini tutması ve destek olması anne adayının kendisini psikolojik açıdan daha rahat hissetmesini, bu sebeple hormonal iniş çıkışların daha kolay atlatılmasını sağlamaktadır.